Kolesteatom Ameliyatları
Kolesteatom kronik kulak iltihabının özel bir tipidir. Kolesteatom dokusunun bir tümör gibi büyüme, yayılma ve etraf dokuları hasarlama potansiyeli mevcuttur. Sonuç olarak o kulakta total işitme kaybı, baş dönmesi, yüz felci ve beyin içine yayılıp menenjit ve beyin apsesi riski taşımaktadır. Bu yüzden kolesteatomlu kronik kulak iltihaplarında tek tedavi seçenek ameliyattır.
Kolesteatom ameliyatı hastaya özgü planlanmalıdır. Muayene ve görüntüleme yöntemleri (tomografi ve MR) ile kolesteatomun yaygınlığı ve sınırları ameliyat öncesi ortaya konmalıdır. Bulgular, hasta ile ameliyat öncesi detaylı olarak konuşulmalıdır. Kolesteatomun yarattığı hasar ve ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyon konusunda hasta aydınlatılmalıdır. Çünkü kolesteatom varlığında bu komplikasyon riski diğer kronik kulak iltihabı ameliyatlarına göre daha yüksek olmaktadır.
Cerrahideki amaç, öncelikle tüm kolesteatom dokusunun çıkarılmasıdır. Sonrasında eğer mümkünse yeni zar konmalı ve işitmeyi düzeltmek için hasarlı orta kulak kemikçiklerinin tamiri yapılmalıdır.
Cerrahi sonrası diğer bir önemli nokta da kolesteatom nüksü yani tekrar oluşma riskidir. Bu uzun süreli takip gerektiren bir problemdir. Kolesteatom ameliyatlarında nüks oranın azaltmak için birçok cerrahi teknik geliştirilmiştir.
Orta kulak boşluğuna sınırlı kolesteatom olgularında kulak zarı ameliyatlarına benzer teknikler kullanılmaktadır. Bunlar mikroskop veya artık günümüzde giderek yaygınlaşan endoskopik (kesisiz) yöntemlerle yapılmaktadır. (Video 24,25,26,27)
Orta kulaktan taşmış kulak kemiğine (mastoid kemik) iç kulak, beyin zarına ilerlemiş olgularda kulak arkası kesi ile kulak kemiği açılarak ameliyatlar yapılmaktadır. (Mastoidektomi) Kapalı ve açık teknik olarak bu yaklaşımda 2 ana teknik vardır.
Kapalı teknikteki özellik dış kulak yolu kemiğinin korunmasıdır. Böylece daha doğal, anatomiye uygun, sudan koruma gerektirmeyen sonuç elde edilebilmektedir.
Açık teknik ise daha yaygın, nüks etmiş veya komplikasyon ile gelmiş olgularda tercih edilmektedir. Açık teknikte dış kulak yolu kemik kanalı alınarak kulağın tek bir boşluk şeklinde iyileşmesi sağlamaktır. Böylece nüks oranı azalmakta ve eğer nüks edecekse muayene ile erken tanı koyma şansı yaratmaktadır. Fakat açık teknikte sürekli sudan koruma gereksinimi, içeride ara ara akıntı olma riski olması dezavantajlarıdır. (Video 28, 29,30,31,32)